Biyoçeşitlilik, yarattığı görsel fonksiyonelliği yanında, yaşamsal işlevselliği olan bir durumu da ifade eder. Dünyamızda bir taraftan bütün çeşitleri ve farklılıklarıyla otlar, çiçekler, böcekler, bitkiler, ormanlar ve içerisinde kuşlar, küçük memeliler, amfibiler, her boyda çeşit çeşit hayvanlar, sürüngenler ile sayısız faydalı bakteri ve mantar türlerinin yer aldığı geniş alanlar ekosistemler, diğer taraftan bu çeşitlilik ve farklılıkların yerine boy boy binalar, asfalt yollar, betonlarla örülü kaldırımlar, yüzlerce kuş yerine kendisine dumanlar içinde yaşama şansı bulabilmiş güvercinler, evlerle özdeşleşmiş fareler ve her türlü yaşam zorluğuna dayanıklı hamam böceği ve diğerleri, birkaç ağaç türü, tek tip yetiştirilen çimen ve çiçekli bitkiler…
BİYOÇEŞİTLİLİK
Biyoçeşitlilik dünya üzerindeki yaşamı oluşturan kara, deniz, su kaynakları ve onların bileşenleri olan ekosistem, tür toplulukları ile organizmalar arasındaki tür içi çeşitliliği, canlılar arasındaki farklılıkları ve birbiriyle olan ilişkilerini ifade eder. Diğer bir deyimle bitkiler, hayvanlar ve mikroorganizmalar, onların sahip olduğu genleri ve canlı organizmaların içinde yaşadığı ekosistem biyoçeşitliliği oluşturur.
Topraktaki canlıların büyük bir bölümü, toprak yüzeyinde ve toprak yüzeyinden itibaren yaklaşık 40 cm. kalınlıktaki bir toprak tabakasında yaşar. Toprağın daha derinlerine indikçe, oralarda yaşayan canlı sayısı gittikçe azalır. Yapılan araştırmalar, toprak yüzeyinden itibaren en fazla yaklaşık 10 metre derinliğe kadar canlı bulunabildiğini gösteriyor. Deniz ve göllerde de canlıların büyük bir bölümü, derinlerde değil, su yüzeyine yakın, yine 10 metre kalınlığındaki bir tabaka içinde yaşar.
Yerküre ve Biyosfer
Yerkürenin çapı, yaklaşık 12.700 km’dir. Canlı türlerinin %99’dan fazlası, yeryüzünü dıştan saran ve biyosfer adı verilen tabakanın sadece, yaklaşık 127 metre kalınlığı kapsayan bir bölümünde yaşayabiliyor.
Yerkürenin en yüksek yeri Everest Tepesi, en çukur yeri de Büyük Okyanusta yer alan Mariana Çukuru’dur. Yerküre yüzeyinden atmosfere çıkıldıkça ya da yüzeyden derinlere inildikçe, canlıların yaşamasına uygun habitatlar gittikçe azalıyor ve yok oluyor.
Biyosfer tabakasında, değişik habitatlar (yaşam ortamları) var; milyonlarca çeşlit canlı türü var. Üstelik bu ince yüzeyin %70’i sularla, bir bölümü çöllerle, diğer bir bölümü de buzullarla kaplı. Geri kalan küçücük mekanıysa milyonlarca çeşit canlı, birbirine bağımlı olarak birlikte paylaşıyorlar.
Onlardan biri de insan türüdür. Diğer canlıların arasına sadece yüz bin yıl kadar önce gelmiştir. Onların çoğu, insanlardan çok daha önceleri oradaydı…
Ekosistem Çeşitliliği
Ekosistem, canlı ve bunların içerisinde yaşadıkları fiziksel çevrenin karşılıklı etkileşimlerle oluşturduğu sistemdir. Bu ekosistem bitki, hayvan, mantar ve mikroorganizma toplulukların oluşturduğu dinamik bir bitkidir. Bir ağaç, üzerinde yaşayan çeşitli böcekler, mikroorganizmalar ve benzerleriyle tek başına bir ekosistem oluştururken, içinde bulunduğu orman da daha büyük ancak ayrı bir ekosistemi oluşturur. Ekosistem, mikro düzeyden gezegenimizin bütününe kadar olan sayısız çeşitlilikte, her biri kendi içinde ve birbirleriyle yakın ya da uzak ilişki içinde olan sistemlerdir. Ekosistem çeşitliliği, tür ve genetik çeşitliliği içinde barındırır.
Ekositem düzeyindeki biyolojik çeşitliliğin korunması besin zincirinin ve enerji akışının korunmasını kapsar. Bu düzeyde, yalnızca türlerin veya türlerin oluşturduğu grupların değil, özelliklerin ve süreçlerin de korunması gerekliliği ortaya çıkar.
Tür Çeşitliliği
Belirli bir bölgedeki, alandaki ya da tüm dünyadaki türlerin farklılığını ifade eder. Biyolojik tür ” büyüklük, şekil, renk ve buna benzer özellikler bakımından önemli farklılıklar göstermeyen, bütün önemli görünüm karakteristikleri birbirine benzeyen bireyleri ifade eden bir kavram olarak tanımlanmaktadır”. Örneğin; fıstık çamı türü, diğer çam türlerinden tepe tacının büyüklüğü ve kozalaklarının iri olmasından dolayı ayrılır.
Biyolojik tür, doğal koşullarda çiftleşebilen ve üreme yeteneğine sahip, hayatta kalabilen yavrular meydana getirir. Bir canlı türü, yani köpekler, kediler, mavi balinalar veya boz ayı gibi net bir şekilde tanımlanabilen canlı grubudur. Memelilerin çoğunda yalnızca aynı türün üyeleri çiftleşir.
Tür topluluklarının, ekonomik ve sosyal fonksiyonları :
- Besin maddesi ve gen kaynağı olarak önemlidir. Tür toplulukları, ekonomik değeri olan bitki ve hayvanların gen rezervi durumundadır. Bu rezervin korunması, artan dünya nüfusunun beslenme sorununun giderilmesi için önem arz eder.
- Tarım, sanayi, tıp ve eczacılık için önemli hammadde kaynağı oluşturur. Bitki kaynaklı ilaçların değeri 40 milyon doları aşmaktadır.
- Tür toplulukları, bitki topluluklarının ürettiği oksijen, fotosentez için kullandığı karbondioksit, iklimi düzenleme, su ekonomisini etkileme, biyolojik kütle üretme gibi ekolojik üretim değerleri oluşturmaktadır.
- Sadece buğday, mısır, pirinç dünya tahıl üretiminin üçte ikisini oluşturmakta, toplam 15 kadar bitki türünden elde edilen ürünler ise dünya nüfusunun yüzde doksanını beslemektedir.
- Pamuk, keten, susam, ayçiçeği gibi türler birçok sanayi kolunun hammaddesini oluşturmaktadır.
- İnsanların, barınma, ısınma ve benzeri ihtiyaçlarını karşılayarak günlük yaşamlarını sürdürmelerinde kaynaklık eder.
- Tür topluluklarının ortaya koyduğu büyük zenginlik ve çeşitlik, sadece beslenme ve ekonomik gelirleriyle değil, insanların özgürlüklerini yaşamaları, sağlıklı ve nitelikli bir hayat sürmeleri için gerekli olan “rekreasyonel” yaşamları için de ortamlar sunar.
Gen Çeşitliliği
Değişik özellikler gösteren, dolayısıyla dış görünümleri de genellikle farklı olan fakat aynı türe ait olan bireyler grubudur. Bu çeşitlilik belli bir tür, popülasyon, alt tür ya da ırk içindeki genetik farklılıkla ölçülür.
Bir canlı tür topluluğunun tekil üyeleri, aynı türün başka yerde yaşayan üyelerinden az da olsa farklı görünebilir. Görünüşlerinde farklılıkların artması durumunda bunlar alt-tür farklılıklar olarak adlandırılır. At, sinek gibi canlılarda farklılıklara pek rastlanmaz. Ancak tüm canlılarda bir değişim ve farklılaşma yaşandığı ve bunun milyonlarca yıldır devam ettiği bilinmektedir.
Biyoçeşitliliği etkileyen faktörler isimli makalemizi okumak isterseniz buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.
[quotes quotes_style=”bquotes”]Yararlanılan Kaynak : Prof. Dr. Suat KARAKÜÇÜK, EKOREKREASYON Rekreasyon ve Çevre, Gazi Kitabevi, Nisan 2016[/quotes]